İlk defa 2010 ağustos'ta Kapadokya ve civarına gitmiş biri olarak söylüyorum; Başka bir alem o yöre...
Ankara'dan otobüsle Aksaray'a gittik. Çünkü ilk arabamızı teslim alamaya gidiyorduk :) Araçla gelecek olanlar ise Ankara'dan Gölbaşı üzerinden Aksaray yoluna devam etmeliler. Yol Şerefli Koçhisar'a kadar gayet düzgün. Ancak Koçhisar ve Aksaray arası 80 km kadar hayli bozuk. Son 6 aydır karşılıklı iki şeritte de yol çalışmaları devam ediyor. Ama maalesef kağnı hızıyla. Yolun bozuk olmasından kastım stabilize bile değil. Çukurlarla dolu. Demedi demeyin...
Aksaray'dan Ihlara'ya doğru arabayla yola çıkıyorsunuz. Yol stabilize ama gayet düzgün. Tek problemi dönüşlerle dolu bir yol. İlk defa bu yolu kullanacaksanız temkinli olmanızı öneririm. Çünkü yöre halkı yola hayli alışık ve süratli.
Sağda solda ekilip biçilen verimli topraklar göreceksiniz. Orta Anadolu'nun pek çok kurak yerine kıyasla. Toprak olan yer derken düzlüklerden bahsetmiyorum. Yamaçlar, kenarlar, köşeler... Bu bölgenin insanın daha çalışkan ve azimli olduğunu öğreniyorum yolda Serhat'tan...
Peri bacalarının ilk örnekleri başlıyor yolda. Selime Köyü ve Selime Katedrali.
Katedralin tam karşısındaki türbe ve mezarlık.
*
Yola devam... Ihlara Vadisine gidiyoruz...
Gelin ve damat'ın hemen arkasındaki
Hasan Dağı nam-ı diğer Hasan dayı :) Bölge düzlük olduğu için, Hasan Dağı inanılmaz heybetli duruyor. Yılın her mevsimi tepesinde bir bulut ve sis görmek mümkündür. Sanıyorum sadece bu yaz çok az kar görünüyordu zirvesinde. Her zaman büyük bir kısmında kar görmek mümkündür. Tırmanış için dağcıların ve doğa yürüyüşçülerinin uğradıkları bir yer. Hatta her yıl, temmuz ayının 2. hafta sonu Ankara'dan bir ekip zirve için geliyormuş. Hasan dayıya zirve yapmayı çok istiyorum, haydi bakalım ne zamana.
*
Ihlara Vadisi'nin kenardan görünüşü. Çünkü yola daha devam edeceğimiz için vadide vakit kaybetmek istemedik ve vadiye inmedik. Fotoğraf için ucuna kadar gitmeyi gözüm yemedi. İnanılmaz yüksek!
Vadinin hemen üstündeki tesiste çaylarımızı ve gözlemelerimizi yedik. Dikkatimi en çok çeken ise çevremizde çok fazla Rumca konuşan olmasıydı. Hatta tesisin sahiplerinin Rum olma olasılığı bile çok yüksek. Çünkü onları yerlerinden yurtlarından ettik zamanında. Son 10 yıldır ise Kapadokya bölgesine geri dönüp, dedelerinin mallarını geri satın alıyorlarmış...
Ihlara Vadisine el sallayıp, ayrılıyoruz. Daha yolumuz var. İlk günün en keyifli yerine gidiyoruz, Manastır Vadisi!
Güzelyurt'a (Gelveri) geliyoruz. Güzelyurt'ta Aksaray'ın bir ilçesi. "Gelveri" kelimesi Rumca "güzel" ve "su" kelimelerinin birleşiminden oluşmuş*
Güzelyurt'a girdiğinizde sağ tarafta bir gölet göreceksiniz. Sonradan yapılmış bir gölet, ancak adının ne olduğunu bilmiyorum. İnternette de fazlaca araştırdım, yok.
Fotoğraflara bir sonraki yazıda Manastır Vadisi ile devam edeceğim.
*
Vikipedi
Aksaray ili internet sitesi
Ihlara Vadisi
Güzelyurt (Gelveri)
Opet Yol Haritası
Karayolları Türkiye Haritası