5 Eylül 2011 Pazartesi

Manastır Vadisi


Herkese selamlar,

Kaldığımız yerden, Manastır Vadisinden devam ediyoruz. Ne büyük tesadüf ki 3 gün önce vadinin girişinde Düğün Hikayesi çekimi yaptık ve gerçekten harikaydı.

Manastır Vadisi, inanılmaz güzel bir mekan. Gidip görmeden anlatılabilecek gibi değil gerçekten. Muhteşem bir manzara... Büyüleyici bir mekan... Gönül gözünüzü açın ve vadiyi dinleyin derim...

Vadinin girişinde az sayıda da olsa yaşamaya devam eden bir köy mevcut. Bu yaşam alanını bölen bir müze giriş kapısı var. Vadiye girmek için müze kart almanızı öneririm. Çünkü Kapadokya bölgesinin geri kalan kısmında da ihtiyacınız olacak.

Müze kart için; Link

Bu arada bölgede sayısız yer altı şehri bulunuyor. Ben henüz yer altı şehirlerinden birine inebilmiş değilim. Zira her birini tek tek gezebilmek için uzun bir süreye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. 

Vadiye müze kartlarımızı alarak girdik. Öncelikle terkedilmiş bir yer izlenimi veriyor. Sonra da yaşadığını duyuyorsunuz...



















*


12 Ağustos 2011 Cuma

Selime-Ihlara-Güzelyurt

İlk defa 2010 ağustos'ta Kapadokya ve civarına gitmiş biri olarak söylüyorum; Başka bir alem o yöre...

Ankara'dan otobüsle Aksaray'a gittik. Çünkü ilk arabamızı teslim alamaya gidiyorduk :) Araçla gelecek olanlar ise Ankara'dan Gölbaşı üzerinden Aksaray yoluna devam etmeliler. Yol Şerefli Koçhisar'a kadar gayet düzgün. Ancak Koçhisar ve Aksaray arası 80 km kadar hayli bozuk. Son 6 aydır karşılıklı iki şeritte de yol çalışmaları devam ediyor. Ama maalesef kağnı hızıyla. Yolun bozuk olmasından kastım stabilize bile değil. Çukurlarla dolu. Demedi demeyin...

Aksaray'dan Ihlara'ya doğru arabayla yola çıkıyorsunuz. Yol stabilize ama gayet düzgün. Tek problemi dönüşlerle dolu bir yol. İlk defa bu yolu kullanacaksanız temkinli olmanızı öneririm. Çünkü yöre halkı yola hayli alışık ve süratli.

Sağda solda ekilip biçilen verimli topraklar göreceksiniz. Orta Anadolu'nun pek çok kurak yerine kıyasla. Toprak olan yer derken düzlüklerden bahsetmiyorum. Yamaçlar, kenarlar, köşeler...  Bu bölgenin insanın daha çalışkan ve azimli olduğunu öğreniyorum yolda Serhat'tan...

Peri bacalarının ilk örnekleri başlıyor yolda. Selime Köyü ve Selime Katedrali.




Katedralin tam karşısındaki türbe ve mezarlık.

*


Yola devam... Ihlara Vadisine gidiyoruz...





Gelin ve damat'ın hemen arkasındaki Hasan Dağı nam-ı diğer Hasan dayı :) Bölge düzlük olduğu için, Hasan Dağı inanılmaz heybetli duruyor. Yılın her mevsimi tepesinde bir bulut ve sis görmek mümkündür. Sanıyorum sadece bu yaz çok az kar görünüyordu zirvesinde. Her zaman büyük bir kısmında kar görmek mümkündür. Tırmanış için dağcıların ve doğa yürüyüşçülerinin uğradıkları bir yer. Hatta her yıl, temmuz ayının 2. hafta sonu Ankara'dan bir ekip zirve için geliyormuş. Hasan dayıya zirve yapmayı çok istiyorum, haydi bakalım ne zamana.

*


Ihlara Vadisi'nin kenardan görünüşü. Çünkü yola daha devam edeceğimiz için vadide vakit kaybetmek istemedik ve vadiye inmedik. Fotoğraf için ucuna kadar gitmeyi gözüm yemedi. İnanılmaz yüksek!

 Vadinin hemen üstündeki tesiste çaylarımızı ve gözlemelerimizi yedik. Dikkatimi en çok çeken ise çevremizde çok fazla Rumca konuşan olmasıydı. Hatta tesisin sahiplerinin Rum olma olasılığı bile çok yüksek. Çünkü onları yerlerinden yurtlarından ettik zamanında. Son 10 yıldır ise Kapadokya bölgesine geri dönüp, dedelerinin mallarını geri satın alıyorlarmış...

Ihlara Vadisine el sallayıp, ayrılıyoruz. Daha yolumuz var. İlk günün en keyifli yerine gidiyoruz, Manastır Vadisi!


Güzelyurt'a (Gelveri) geliyoruz. Güzelyurt'ta Aksaray'ın bir ilçesi. "Gelveri" kelimesi Rumca "güzel" ve "su" kelimelerinin birleşiminden oluşmuş*






Güzelyurt'a girdiğinizde sağ tarafta bir gölet göreceksiniz. Sonradan yapılmış bir gölet, ancak adının ne olduğunu bilmiyorum. İnternette de fazlaca araştırdım, yok.

Fotoğraflara bir sonraki yazıda Manastır Vadisi ile devam edeceğim.

Vikipedi

Aksaray ili internet sitesi
Ihlara Vadisi
Güzelyurt (Gelveri)

Opet Yol Haritası
Karayolları Türkiye Haritası



10 Ağustos 2011 Çarşamba

Yol Günlükleri




Uzun zamandır yollardayız, iş sebebiyle. Fotoğraf çekimlerinin çoğu Ankara dışında ve biz de otobüs ya da uçak yerine arabayla gitmeyi tercih ediyoruz. Yollarda giderken görmediğimiz, bilmediğimiz yerleri de görelim diye. İş için bile olsa , koştur koştur da gitsek yollarda mutlaka fotoğraf çekmek için kenara çekiyoruz, arabayı. Ya da yemek yemek için hiç bilmediğimiz, adını duymadığımız yerlere giriyoruz.

Bu günlükleri yazmayı uzun zamandır istiyorduk. İşlerimizin yoğunluğu sebebiyle fırsat bulamıyorduk. Bugüne kısmetmiş :) Umarım beğenerek okur ve izlersiniz.

Sevgilerimizle,

Ayça & Serhat KARAOĞLAN